28 Kasım 2011 Pazartesi

Meğer benim iki elim varmış...

O kadar sene günde en az iki paket sigara içtikten sonra bırakınca ilk hissettiğim şey buydu. Heyyy benim iki elim varmış! Peki şimdi ben bu ellerle ne yapacağım? Biraz kalemle oynarım, biraz tespih çekerim, eee peki sonra? Ellerimi oyalayacak bir şeyler lazım. İş çıkışında Kızılay'daki Erdoğan Düğme ve Moda Düğmeyi birkaç gün dolaştım. Ne alsam bilemedim. Yünleri çok beğenmedim. Goblen ve kanaviçe gibi işlenecek şeyler hakkında hiçbir fikrim yoktu. Gittim geldim iki üç kez birşey alamadan geri döndüm. Eskiden Ulus Anafartalar caddesindeki yüncülerden yün alırdım, oraya gittim ve 3 farklı yün aldım. Biriyle şimdi Mustafa'ya kazak örüyorum. Sonra kendime bir kazak öreceğim. Gezerken goblenlere de gözüm takılmıştı. Ulus'ta bulamadım onlardan ama sonra Bahçeli'deki Moda Düğme'den küçük bir tane aldım.


Bunu işlemeye başladım. Bayağı uzun sürecek gibi. Sanırım 2 ay gibi bir sürede biter. Eğlenceli bir iş. Belki bundan sonra böyle işlenmeye hazır olanlardan değil de kendim bir tane yapmayı denerim. İnternette biraz araştırdım. O kadar çok çeşit var ki... Yeni şeyler öğrenmek ve denemek çok zevkli... Bitirdiğim zaman bunu paylaşırım sizinle buradan.

Sigarayı bırakmak

Ne zamandır aklımdaydı sigarayı bırakmak ama bir türlü cesaret edemiyordum. 15 seneden uzun süredir beraber olduğum bir arkadaşımı terk etmek gibiydi. Sigara olmazsa hayat çelikmez olur gibi geliyordu. Sigarasız bir kahve kahve midir? Sonunda sigara içilmeyecekse yemek yemek nedendi? Alkol ve sigara zaten hep kolkola değil miydi? Sigara güzeldi, içilesi birşeydi.
Daha önce birkaç kez bırakmayı denemiştim. En fazla 3 hafta dayanabilmiştim ve yeniden içmeye başlamıştım. Bir daha da cesaret edememiştim. Ekim başında sigara kötü gelmeye başladı. Artık eskisi kadar güzel değildi, öksürmekten canımı acıtıyordu, gece öksürükleri beni uykumdan uyandırıyordu. Sonuçta çok korkarak bir karar verdim. Bırakacaktım sigarayı. Lisede içmeye başladığımdan sigarasız yaşamanın nasıl olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bırakma yöntemlerini araştırmaya başladım. İlaç kullanmayı pek istemiyordum ama bir destek olmadan denemeye de ödüm kopuyordu. Bana daha önce bir doktor tarafından önerilen bio rezonansı denemeye karar verdim. Alternatif tıp içinde yer bulan bir yöntem bu. Vücuttan nikotini atarak vücudu sigara içmemiş hale getirdiği iddia ediliyor. Pek inandırıcı gelmiyor açıkçası ama denemekten ne kaybedebilirim ki? 14 Ekim'de bir terapi merkezinden randevu aldım. Randevu saatine kadar sigara içmemi söylediler. Saat 16.00 olana kadar içtim ama gitmeden önceki sigarayı içerken bir panik atak başladı bende. Yanlış bir iş mi yapıyordum? Daha hazır mıyım hiç bilmiyorum. Terapi merkezine giderken aklımdan hep bunlar geçti. Acaba gitmeden sokakta bir tane daha mı içseydim. İçeri girince beni balkona alıp iki tane yarım sigara içirdiler. Sonra hem sigaraları hem de beni bir makineye bağladılar. Başıma ve karnıma elektrotlar bağlandı, ayaklarım bir metal basamakta, ellerimde ise metal çubuklarla 50 dakika sürecek seansım başladı. Çıktığımda gerçekten canım sigara istemiyordu ama birkaç saat sonra elim aramaya başladı. Sanırım en zorlandığım kısım da el alışkanlığı ve birleştirilmiş hareketlerdi. Kahve alınca sigara iç, kola ve sigara gibi. Korkumdan kahve içemedim bir hafta!İlk üç hafta kabus gibi geçti. İçmeden sarhoş dolaştım. Uykum, konsantrasyonum, tuvalet alışkanlığım ve yeme düzenim alt üst oldu. Bu dönemde 4-5 kilo aldım. Elim sürekli yiyecek birşeyler arıyordu ve aklıma sigara gelmesin diye ben de çok dikkat etmiyordum. Çantamda, arabada, ofiste muhtelif sakızlar, şekersiz tatlandırıcı kullanılan şekerler ve lolipoplar bulundurmaya başladım. Çok sinirimin bozulduğu zamanlar da oldu. Arada birkaç sigara da içtim. Ama ne olmuştu ki bu sigaraya? Tadı çok iğrençti, benim içtiğim böyle değildi. Aynı tadı almadığımda bu sefer başaracağımı anladım. Bundan sonra daha az canım istemeye başladı. Artık daha az aklıma geliyor, zaman geçtikçe gün içinde yaşadığım krizler de azalıyor. Çok yemiyorum da artık. Bu yolda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyorum.
Son on gündür artık diyetime devam etmeye de başladım. Bir senedir diyetisyene gidiyorum. Yaklaşık 13-14 kilo vermiştim. Ama sigarayı bırakınca 4-5 kg aldım. Yediklerime dikkat ediyorum ve artık yediklerimi yazıyorum ki doktorum bakıp bana daha iyi yardımcı olabilsin. Sigarasızlığın yararını hemen koşu bandında gördüm. 45 dakika zor dayandığım, nefes nefese kaldığım koşu bandında artık rahat rahat 60 dakika  ve daha tempolu çalışabiliyorum. Bu şekilde yakın zamanda aldığım kiloları vermek istiyorum. En son diyetisyen randevumda 73.5 kiloydum. İki hafta sonra bir daha gideceğim. Esasında bir dileğim var. 2012 yılına 60'lı kilolarda girip 70'lere bir daha hiç gelmemek!

4 Şubat 2011 Cuma

İki defter daha...

Müsvette kağıtları bitmedi bir türlü. Ben de hepsini deftere dönüştürdüm. Artık kullanılacaklar derli toplu. Bu iki defteri de Mustafa için yaptım. Başka müsvetteler çıktığında keyifli keyifli yine yaparım.


Alışveriş defteri

Ne zaman markete gitsem alacağım şeylerden bazılarını unutup geliyorum. Tüh onu unuttum, ahh bunu almadım dememek için alışveriş listesi yapıyorum. Alışveriş defteri işimi kolaylaştıracak artık.


Önceki defterden kalan kağıt parçalarını maket bıçağıyla ortadan kestim. İlk önce sayfaları bir kağıt yapıştırarak sabitledim. Sonra da sayfalarım dağılmasın diye üstünden kağıt bandıyla bir daha yapıştırdım.


Siyah kartondan defterin boyutuna uygun bir parça kestim. Bu parçayı defterin ilk ve son sayfalarından yapıştırdım.  Kapağı süslemek için kırmızı kartona bir elma çizip kestim. Bir de oluklu mukavvadan alışveriş çantası kondurdum kapağa. Elma ve çantanın sapı için de küçük ip parçaları koydum. İşte bitti benim alışveriş defterim.




25 Ocak 2011 Salı

Müsvette kağıtlardan not defteri

Bir arkadaşım işyerinde deneme için bastıkları bir not defterinin sayfalarını müsvette olarak kullanmak üzere bana getirmişti. Zaten kendisi bir not defteri olduğundan üstünde kendinden çizgileri ve alt köşede de bir kuş çizimi vardı. Sayfaları çevirdikçe kuş uçuyor gibi görünenlerden. Eskiden okulda defter kenarlarına çöp adamla benzerini yapardık; sonuçta çöp adam koşardı. :) Bu kağıtları yaklaşık bir aydır mutfak masamda sürünüyordu ve ben bunları değerlendirmeye karar verdim. Kafam çok dolu olunca çoğu basit işler ve mutfak alışverişi için notlar alıyorum. Bunun için A4 boyutundaki kağıtlardan dört tane not defteri yaptım.


 

İlk önce sayfalardaki çizgilerinden 1'er cm paylar bırakıp kurşun kalemle kesmem gereken yerleri çizdim. Cetvel kullanarak çizdiğim çerçeveden maket bıcağı kullanarak kağıtları kestim. Diğer küçük parçayı da atmadım, o da sonunda defter oldu.









Sonra mavi kartondan iki kapak kestim. Kapağın üstünü süslemek için de kartondan ve sarı oluklu mukavvadan maket bıçağıyla yuvarlaklar kestim. Bu yuvarlak kartonları düzgün kesebilmek için bir kase, bir bardak ve bir kahve fincanı kullandım. Daha sonra da bunları mavi kapağın üstüne Prit'le yapıştırdım.
Bütün kağıtlarda ve iki kapakta delgeçle delik açtım ve bu deliklerden iple bağladım. Sonunda cici bir defterim oldu.






 

24 Ocak 2011 Pazartesi

Başlangıç

2011'e girerken hayatımla ilgili çeşitli değerlendirmeler yaptım: neler eksik neler fazla... Sonuç olarak bazı belirlemelerim oldu. Bu yıl kendime daha fazla zaman ayırmaya karar verdim. Haftada birkaç saatimi keyifli aktivitelerle geçireceğim. Eskiden örgü örerdim ve ördüklerimi kullanmak bana büyük bir zevk verirdi. İnsanın kendi yarattığı birşeyi kullanması apayrı oluyor.  Bu sene birşeyler yaratıp kullanmak çok keyifli olur diye düşündüm. Bu yarattıklarımı da buradan paylaşmaya karar verdim. Evdeki bazı fazlalıkları değerlendirmek, örgüler ve elimden gelen herşey burada olacak. Acemice ve keyifle...